21 Mayıs 2013 Salı

Veteriner Hekim Ziyaretleri

Veteriner hekiminiz evinize köpek girdikten sonra en yakın arkadaşlarınızdan biri oluyor. Biz Prens’i sahiplenmeden önce veterinerimizi seçtik. Civardaki veterinerlerin hepsini araştırıp kendimize yakın bulduğumuz veterineri, ileride Prens’in sıklıkla ziyaret edeceği evcil hastanesi olarak belirledik J
İkinci süreçte, sahipleneceğimiz köpek ırkı konusunda uzunca bir süre araştırma yaptık. Daha sonra veterinerimiz ile görüşüp, ona yaşam biçimimizi anlattık ve seçtiğimiz “cavalier king charles spaniel” ırkının bizim için uygun olup olmadığını sorduk. Aldığımız cevabın olumlu olmasını takiben evimize gelecek şövalyeyi aramaya koyulduk… Ve bir gün yolumuz Prens ile kesişti…
İlk başlarda Prens’in veteriner ile ilgili en ufak bir sorunu yoktu. Güle oynaya veterinere gidiyor, yine aynı neşeyle eve dönüyorduk. Hatta kısırlaştırma ameliyatından sonra bile gayet rahat bir şekilde ziyaretlerimizi gerçekleştiriyorduk. Hekimlerimiz son derece sevecen ve Prens’e karşı dikkatliydi.
Veterinere gitmek zorunda olmadığımız zamanlarda bile veterinere uğruyorduk. Ve veterinerimiz Prens’e kemik veriyordu ki, Prens’de herhangi bir veteriner korkusu oluşmasın…
Rutin ziyaretlerimizden birinde Prens’e “Kist Aşısı” uygulaması yapıldı. Droncit yani kist aşısı yapısı gereği yağlı bir aşı ve yapıldıktan sonra köpeğe gerçekten acı veriyor. İşte o aşıdan sonra hiçbirşey eskisi gibi olmadı. Prens veterinerin sokağına bile girmek istemedi. Sokağın başında duruyor, tasmayı çekiştirseniz de içeri girmiyordu.
Daha sonra veterinere her gidişimizde farklı bir yol izlemeye başladık. Prens veterinere geldiğini anladığında artık veterinerin kapısında oluyorduk. Ve Prensi kucağımıza alıp içeri taşıyorduk… Fakat bunun böyle olmasını istemiyorduk. Prens veterinerden korkmamalıydı. Veterineri sevmeliydi. Evet bir seferinde canı yanmıştı, ama yine de genel bakışta veteriner ile araları iyiydi…
En son veteriner ziyaretimizde Prens için o günü kolaylaştırmak adına farklı bir yol izledim. Çok fazla işe yaramadı ama sanırım metodumu biraz daha geliştirip uygularsam, Prens’in veteriner fobisini biraz yenebilirim.
1) Prens tasmalı ve tasmasız olarak çok uzun bir yürüyüş yaptı. (Hatta yürüyüşün son kısmında o kadar yoruldu ki, arabaya kucağımda taşımak zorunda kaldım)
2) Veterinere bilmediği bir yoldan gittik ve veterinerden içeri kendisi girdi. Bu sefer onu kucağıma almadım.
3) Veterinere girdiğimizde tasmasını çözdüm. Hemen koltukların altına saklandı.
Bana kalırsa eklemem gereken adımlar:
4. Adım: Prensi saklanmış olduğu yerden Veteriner çıkarmalı ve çıkartırken ona sevdiği bir yiyecek vermeli.
5. Adım: Veteriner aşının hemen ardından Prens’e sevdiği bir yiyecek vermeli.
6. Adım: Prens’i sık sık veterinere götürmeliyim ve veteriner ona sadece sevdiği bir yiyecek vermeli.
Bence bu şekilde başarıya ulaşacağım. Bir sonraki veteriner ziyareti maceramızı sizlerle paylaşacağım.

Prens önce çılgınlar gibi koştu.

 

Prens o kadar çok yoruldu ki, dönüş yolunda arabaya kadar yürüyemedi.

Prens veterinerden saklanırken 1. resim


Prens veterinerden saklanırken 2. resim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder