Yürüyüş
Yine bir sabah sokak köpeklerime
mamalarını verdikten sonra servisin beni aldığı durağa doğru yola koyuldum.
Zamanının çoğunu oturarak veya yatarak geçiren 4 sokak köpeğimin lideri olan
Maviş bir anda ayağa kalktı ve beni izlemeye başladı. Bunu gören diğer köpekler
de Maviş’i izlemeye başladılar.
Evet! Arkamda köpeklerimle
yürüyordum. Hiçbirinde tasma yoktu, ancak öyle mükemmel bir yürüme ahengimiz
vardı ki, kendimi “Köpeklere Fısıldayan Adam” gibi hissettim. Üstelik hiç
birşey yapmadan! Genelde arkamdan yürüyen köpekler zaman zaman yanıma gelip
elimi yalıyorlardı. Beni durağa kadar takip ettiler. Yaklaşık 10 dakika. Bu
süre zarfında normalde meskenleri olan çarşıdan epeyce uzaklaşmışlardı. Bir de
yolda karşıdan karşıya geçmiştik üstelik! Bu zamana kadar köpeklerin lideri
olarak mutluluk sarhoşluğu içinde olan ben bir anda durumu idrak ettim!
Köpeklerim benim servise binmemle birlikte fazla bilmedikleri bir yerde
yapayalnız kalacaklar ve dönüş yolunda trafik ışıkları var!
Hemen servis şoförünü aradım. 15
dakika kadar gecikeceğini öğrendiğimde ne kadar mutlu olduğumu anlatamam.
Köpeklerimle beraber aynı yolu geri dönmeye başladım. Çarşı görüş alanımıza
girdiğinde “Gidin!” diye seslendim onlara ve gerisin geri dönüp yürümeye
başladım. İşe yaramamıştı! Takip bitmemişti! Köpeklerime döndüm. Elimle “Durun”
işareti yaptım ve bu işareti sözlü komutumla destekledim. İşe yaradı. Hepsi
durdu. Arkamı dönüp yavaş yavaş yürümeye başladım. Takip kesilmişti. Durun
dediğim yerde bekliyorlardı! İzlenmek istemediğimi anladıkları anda onlar da
çarşıya gidiş yolunu tutmuşlardı…
İkinci yürüyüş gününde bu sefer
daha erken gittim köpeklerimin yanına. Servise bindiğim durağa kadar gidip geri
döndük. Yolda fark ettiğim şey inanılmazdı. Köpeklerim yanlarında bir yaya
olmadan karşıdan karşıya geçmiyorlardı! Belki ışıkların renklerini
anlayamıyorlardı, ama insanları takip ederek ezilme tehlikesini atlatıyorlardı.
Hayranlık duyulacak bir zekaları vardı! Artık bana servise kadar eşlik
edebilirlerdi. Yolu öğrenmişlerdi ve trafik ışıklarını kullanmayı biliyorlardı.
Üçüncü gün, dördüncü gün… 3 koca
yıl boyunca her gün... Her sabah köpeklerimle işe gittim. Hatta çoğu Cumartesi
ve Pazar sabahı servise bindiğim durağa gittim arabamla. Arabadan inip onları
besledikten sonra arabama binip eve döndüm. Rahat etmiyorlardı çünkü. Orada, o
durakta saatlerce beni bekliyorlardı. Hafta sonu kavramı köpeklerde yoktu!
Hatta Kezban işten dönüş saatimi
de öğrenmişti. Dönüş yolumda beni bulup refakat ediyordu evime kadar. Bir gün
dönüş yolumuz üzerinde olan bakkaldan yarım kilo sosis aldım. Kezban sosise
bayılırdı! Ben de en büyük paketi almıştım. Paketi açıp yere bıraktım ve
yürümeye devam ettim. Kezban’ın beni takip etmeyeceğini, sosisleri yedikten
sonra çarşıya döneceğini düşünüyordum. Yanılmıştım. Kezban, alabildiği kadar
sosisi ağzına almış bana doğru koşuyordu. Sosislerin çoğunu paketin içinde
bırakmıştı. Ona göre sevgi daha önemliydi. Karnı ne de olsa bir şekilde
doyardı! Bana doğru koşan Kezban’a sarıldım. Yanağımda bir ıslaklık hissettim.
Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülüyordu…
Bir sabah çarşıya her zamankinden
erken gittim köpeklerimle buluşmak için. Bir adam köpeklerimi besliyordu. Daha
önce de görmüştüm bu adamı. Geçimini çöplerden çıkardığı geri dönüştürülebilir
malzemeleri satarak sağlıyordu. Yanında hep iki köpeği vardı.
-
“Senden önce benimle yürürlerdi” dedi adam.
Beni tanıyordu. Köpeklerle olan
iletişimimi de biliyordu. Gözlerindeki hayvan sevgisini anlamamak mümkün
değildi. Zaman içinde dostluğumuz gelişti bu adamla, arkadaş olduk. Sevgi dolu,
çok bilgili ve efendi bir adamdı. Köpekleri beslerken bir yandan onları öpüyor,
okşuyordu. Ama eğer önyargı ile yaklaşırsanız çöpleri karıştıran bir evsizdi
sadece.
Sonraki günlerde köpeklerim bir
gün benimle, bir gün arkadaşımla yürüyordu…
Bugün…
Artık işe arabayla gidip
geldiğimden eski yürüyüşlerimizi yapamıyoruz köpeklerimle. Arkadaşım yürüyüş
işini tamamen devraldı. Köpeklerimin sağlık durumları fevkalade. Fırsat
buldukça beslemeye devam ediyorum onları. Ayrıca yıllık aşılarını da
yaptırıyorum. Bir taksi durağında takılıyorlar şimdi. Taksiciler çok seviyorlar
köpeklerimi...
Özet
·
“Sokak köpekleri için bir kap su, bir kap mama”
müthiş bir kampanya çünkü sokak köpekleri
aç ve susuz kalmamalı.
·
Eğer düzenli yürüyüş yapıyorsanız sizi takip
etmek isteyen sokak köpeklerine izin verin. Onların yürüyüş liderleri olun. Köpekler lider istiyor.
·
Mümkünse çevrenizdeki sokak hayvanlarının
aşılarını ve özellikle pire damlalarını yaptırmaya çalışın. Köpekler sağlıklı bir yaşamı hak ediyor.
·
Eğer çocuğunuz varsa kesinlikle ona köpek
sevgisini aşılayın. Köpekler onları seven
insanlar istiyor.
Bu yazıyı okuduktan sonra karşılaşacağınız ilk sokak köpeğinin gözlerinin içine bakın. Onlar için çok daha fazlasını yapmak isteyeceksiniz.
Sokak Köpeklerimin mama ve su kapları |
Yürüyüşlerimizden bir kare: Önde Jackson, Kezban geriden geliyor. |