25 Temmuz 2014 Cuma

SOKAK KÖPEKLERİ(MİZ) VE ONLAR İÇİN YAPABİLECEKLERİMİZ ÜZERİNE – (2.BÖLÜM)

Yürüyüş
Yine bir sabah sokak köpeklerime mamalarını verdikten sonra servisin beni aldığı durağa doğru yola koyuldum. Zamanının çoğunu oturarak veya yatarak geçiren 4 sokak köpeğimin lideri olan Maviş bir anda ayağa kalktı ve beni izlemeye başladı. Bunu gören diğer köpekler de Maviş’i izlemeye başladılar.
Evet! Arkamda köpeklerimle yürüyordum. Hiçbirinde tasma yoktu, ancak öyle mükemmel bir yürüme ahengimiz vardı ki, kendimi “Köpeklere Fısıldayan Adam” gibi hissettim. Üstelik hiç birşey yapmadan! Genelde arkamdan yürüyen köpekler zaman zaman yanıma gelip elimi yalıyorlardı. Beni durağa kadar takip ettiler. Yaklaşık 10 dakika. Bu süre zarfında normalde meskenleri olan çarşıdan epeyce uzaklaşmışlardı. Bir de yolda karşıdan karşıya geçmiştik üstelik! Bu zamana kadar köpeklerin lideri olarak mutluluk sarhoşluğu içinde olan ben bir anda durumu idrak ettim! Köpeklerim benim servise binmemle birlikte fazla bilmedikleri bir yerde yapayalnız kalacaklar ve dönüş yolunda trafik ışıkları var!
Hemen servis şoförünü aradım. 15 dakika kadar gecikeceğini öğrendiğimde ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. Köpeklerimle beraber aynı yolu geri dönmeye başladım. Çarşı görüş alanımıza girdiğinde “Gidin!” diye seslendim onlara ve gerisin geri dönüp yürümeye başladım. İşe yaramamıştı! Takip bitmemişti! Köpeklerime döndüm. Elimle “Durun” işareti yaptım ve bu işareti sözlü komutumla destekledim. İşe yaradı. Hepsi durdu. Arkamı dönüp yavaş yavaş yürümeye başladım. Takip kesilmişti. Durun dediğim yerde bekliyorlardı! İzlenmek istemediğimi anladıkları anda onlar da çarşıya gidiş yolunu tutmuşlardı…
İkinci yürüyüş gününde bu sefer daha erken gittim köpeklerimin yanına. Servise bindiğim durağa kadar gidip geri döndük. Yolda fark ettiğim şey inanılmazdı. Köpeklerim yanlarında bir yaya olmadan karşıdan karşıya geçmiyorlardı! Belki ışıkların renklerini anlayamıyorlardı, ama insanları takip ederek ezilme tehlikesini atlatıyorlardı. Hayranlık duyulacak bir zekaları vardı! Artık bana servise kadar eşlik edebilirlerdi. Yolu öğrenmişlerdi ve trafik ışıklarını kullanmayı biliyorlardı.
Üçüncü gün, dördüncü gün… 3 koca yıl boyunca her gün... Her sabah köpeklerimle işe gittim. Hatta çoğu Cumartesi ve Pazar sabahı servise bindiğim durağa gittim arabamla. Arabadan inip onları besledikten sonra arabama binip eve döndüm. Rahat etmiyorlardı çünkü. Orada, o durakta saatlerce beni bekliyorlardı. Hafta sonu kavramı köpeklerde yoktu!  
Hatta Kezban işten dönüş saatimi de öğrenmişti. Dönüş yolumda beni bulup refakat ediyordu evime kadar. Bir gün dönüş yolumuz üzerinde olan bakkaldan yarım kilo sosis aldım. Kezban sosise bayılırdı! Ben de en büyük paketi almıştım. Paketi açıp yere bıraktım ve yürümeye devam ettim. Kezban’ın beni takip etmeyeceğini, sosisleri yedikten sonra çarşıya döneceğini düşünüyordum. Yanılmıştım. Kezban, alabildiği kadar sosisi ağzına almış bana doğru koşuyordu. Sosislerin çoğunu paketin içinde bırakmıştı. Ona göre sevgi daha önemliydi. Karnı ne de olsa bir şekilde doyardı! Bana doğru koşan Kezban’a sarıldım. Yanağımda bir ıslaklık hissettim. Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülüyordu… 
Bir sabah çarşıya her zamankinden erken gittim köpeklerimle buluşmak için. Bir adam köpeklerimi besliyordu. Daha önce de görmüştüm bu adamı. Geçimini çöplerden çıkardığı geri dönüştürülebilir malzemeleri satarak sağlıyordu. Yanında hep iki köpeği vardı.
-          “Senden önce benimle yürürlerdi” dedi adam.
Beni tanıyordu. Köpeklerle olan iletişimimi de biliyordu. Gözlerindeki hayvan sevgisini anlamamak mümkün değildi. Zaman içinde dostluğumuz gelişti bu adamla, arkadaş olduk. Sevgi dolu, çok bilgili ve efendi bir adamdı. Köpekleri beslerken bir yandan onları öpüyor, okşuyordu. Ama eğer önyargı ile yaklaşırsanız çöpleri karıştıran bir evsizdi sadece.
Sonraki günlerde köpeklerim bir gün benimle, bir gün arkadaşımla yürüyordu…
Bugün…
Artık işe arabayla gidip geldiğimden eski yürüyüşlerimizi yapamıyoruz köpeklerimle. Arkadaşım yürüyüş işini tamamen devraldı. Köpeklerimin sağlık durumları fevkalade. Fırsat buldukça beslemeye devam ediyorum onları. Ayrıca yıllık aşılarını da yaptırıyorum. Bir taksi durağında takılıyorlar şimdi. Taksiciler çok seviyorlar köpeklerimi...
Özet
·         “Sokak köpekleri için bir kap su, bir kap mama” müthiş bir kampanya çünkü sokak köpekleri aç ve susuz kalmamalı.
·         Eğer düzenli yürüyüş yapıyorsanız sizi takip etmek isteyen sokak köpeklerine izin verin. Onların yürüyüş liderleri olun. Köpekler lider istiyor.
·         Mümkünse çevrenizdeki sokak hayvanlarının aşılarını ve özellikle pire damlalarını yaptırmaya çalışın. Köpekler sağlıklı bir yaşamı hak ediyor.
·         Eğer çocuğunuz varsa kesinlikle ona köpek sevgisini aşılayın. Köpekler onları seven insanlar istiyor.

Bu yazıyı okuduktan sonra karşılaşacağınız ilk sokak köpeğinin gözlerinin içine bakın. Onlar için çok daha fazlasını yapmak isteyeceksiniz.

Sokak Köpeklerimin mama ve su kapları

Yürüyüşlerimizden bir kare: Önde Jackson, Kezban geriden geliyor.

2 yorum:

  1. Cavelier dostunu daha görmek ve tanımak çok güzel, yazılarınızı merakla takip edeceğim... Sizde görüşlerinizi benimle paylaşırsanız çok mutlu olurum. :)

    http://cavalierdunyasi.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
  2. Banu Hanım,
    Selamlar,
    Yorumunuz için teşekkür ederim. Ben de sizin sitenizi inceledim. Henüz yeni başlamışsınız yazmaya, inşallah güzel anılarınızı bizimle paylaşırsınız.

    YanıtlaSil